panik-atak-bursa

Anksiyete Türleri

İki tür anksiyeteden söz edilir, birincisi; hemen hemen her ortamda beklenmedik zamanlarda tekrarlayan panik nöbetleridir. Panik esnasında yoğun şekilde fiziksel belirtiler eşlik eder. Kalp çarpıntısı, nefes almada zorlanma, göğüs ağrısı, halsizlik, terleme, titreme, uyuşma, baygınlık hissi görülebilir. Bu durum karşısında danışan gerçek bir durumla karşı karşıya olduğunu düşür ve fiziksel belirtileri ise yakında olacak felaketin habercisi olarak yorumlanır. Örneğin delireceklerini, kalp krizi geçirecekleri, bayılacaklarını düşünebilirler.

İkincisi ise; panik nöbetleri geleceği beklentisi ile bağlantılı olmayan farklı yaşantılarla ilişkili olarak hissedilen, gerçekçi olmayan yoğun bunaltı, korku ve kaygıdır. Pek çok fiziksel belirti eşlik edebilir, titreme, kaslarda gerginlik, nefes darlığı, çarpıntı, ağız kuruluğu, vs… yaşanabilir ve başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceği, inancı ya da bedensel işlevlerle ilgili kaygılar görülür.

Bilişsel Modele Göre Anksiyete

Kişilerin anksiyete kızgınlık veya umutsuzluk gibi duyguları yaşamalarının nedeni, olayların kendisi değil kişilerin bu olayla ilgili yorumları ve beklentileridir. Anksiyeteye yol açan yorum ve düşünceler algılanan tehlike ile ilişkilidir. Dış  dünyada birçok tehlike ile karşılaşmamız söz konusudur, bu olaylar karşısında duyarız ve otomatik olarak ‘’ anksiyete programı’’ nı çalıştırırız. İçgüdüsel, deneyimsel ve öğrenerek getirdiğimiz bazı bilgiler ‘’ anksiyete programı’’nı şekillendirir. Anksiyete hastalarında ise bu program çok sık ve aşırı bir şekilde kullanılır ve işlevselliğini yitirir. Abartılı bir şekilde programı devreye sokarak normal hayatın işleyişinde aksaklıklar çıkarır. Anksiyete programı içgüdüsel olarak hayatta kalma amacıyla, kaçınma ve savaşma davranışını ortaya çıkarır. İlkel toplumlarda vahşi bir hayvanla karşı karşıya geldiğinde ( tehlike arz eden durum ) kaçma yada savaşma davranışı otomatik olarak devreye girip tehlikeyi bertaraf etmeye çalışır. Anksiyete hastalarında ise tehlike yaratan durum karşısında yorumlamayı abartılı bir şekilde yaparak aşırı kaygı yaşarlar. Anksiyete programı devreye girdiğinde ortaya çıkan fiziksel belirtiler yanlış yorumlayarak kötü bir şey olacağını düşünür. Oysaki ortaya çıkan fiziksel durum tehlikeli bir şey olabileceği düşüncesinin sonucudur, fiziksel belirtiler ortaya çıktığı için bu düşünce ortaya çıkmaz. Algılanan tehlike ve anksiyete belirtileri arasında böyle bir olduğu için BDT’de anksiyete somatik, davranışsal ve bilişsel belirtileri ile ilgili korkuları ele alır.

Bilişsel Modele Göre Düşünce Biçimi

Anksiyete bozukluklarında gerçek bir tehlike olmadığı durumlarda, sanki kötü bir olay olacak düşüncesiyle bunaltı ve sıkıntı yaşarlar. Danışanların algıları bu yönde olduğu için belirtileri aşırı bir şekilde yaşamaktadırlar. Bilişsel terapi bu algıları tanımlamayı, değerlendirmeyi, tehlike algılarının devam etmesini sağlayan davranışlar gözden geçirilerek değiştirmeyi hedefler.

İki tip hatalı düşünce biçimi vardır, ve işlevsel olmayan sayıltılar. Topluluk karşısında konuşacak olan bir kişinin ‘’ benim çok sıkıcı biri olduğumu düşünecekler’’ olumsuz otomatik düşüncesine sahip olabilir. Bu düşünce çerçevesinde ‘’ Ben bir hiçim ‘’ gibi sayıltıları olabilir. Panik ve yaygın anksiyete bozukluklarında olumsuz düşünceyi aktive edecek bir durum ortaya çıkmadıkça herhangi bir sorun yoktur.

Yaygın Anksiyetenin Bilişsel Modeli

Bir olay karşısında yaşanan anksiyete sonucu o olayla her karşılaştığında anksiyete yaşayacağı düşüncesi ortaya çıkar. Örneğin bir topluluk karşısında konuşma yaparken anksiyete hisseden bir kişi, her topluluk karşısında çıkarken insanları incelemeye başlar en ufak bir belirti olumsuz otomatik düşünceyi aktive eder. Topluluk karşısında konuşma yapma durumu ortaya çıkınca, kaçınma ya da erteleme davranışı ortaya çıkacaktır. Mükemmeliyetçi kişilik yapısı ve mutlaka başarılı olmalıyım düşüncesiyle erteleme davranışını ortaya çıkarır.

Paniğin Bilişsel Modeli

İnsanlar pek çok bedensel duyumu olumsuz yorumlama sonucu panik yaşarlar. Normal anksiyete sonucu ortaya çıkabilecek bedensel tepkiler bir felaketin habercisi olarak yorumlar. Bu yorum sonucu bedensel tepki artar ve felaket haberinin doğruluğuna inandırır kendisini. Örneğin koşma sonucu ortaya çıkan kalp çarpıntısının kalp krizinin ve ölümün habercisi olduğunu düşünür. Bu düşünce yaşanan kaygıyı daha da artırır ve kalp çarpıntısı artmaya başlar. Böylece felaket habercisinin doğruluna inanır ve bir kısır döngüye girer. Ya da akla gelen saçma bir düşünce sonrası kontrolü kaybedip delireceğini düşünür. Pek çok uyaran paniği başlatabilir, dışsal uyaranlar, daha önce paniğin yaşandığı yeri görme, içsel uyaranlar, düşünceler, bedensel uyaranlar ve imajlar olabilir.

Olumsuz yorumlama başladıktan sonra iki ayrı sürece girilir. Birincisi bedensel belirtilerin felaket habercisi olduğunu düşüncesi ile dikkat bedensel belirtilerin üzerine yoğunlaşır ve normalde fark edemediği en ufak belirtiler bile fark edilmeye başlar. İkincisi ise kaçınma davranışı gelişir, kalp krizi geçireceğini düşüncesi ile kalp çarpıntısı yapabilecek aktivitelerden kaçınır. Spor ve yorucu işlerden kaçınma gibi.

Değerlendirme Görüşmelerinde Ele Alınacak Konular

1. a) Ortam

b) Bedensel duyumlar

c) Düşünceler

d) Davranışların detaylı araştırılması

2. Problemlerin çıkma olasılığı yüksek ortamların listesinin çıkarılması

3. Kaçınma davranışının belirlenmesi.

4. Problemi şiddetlendiren veya hafifleten uyaranların listesinin çıkarılması

5. Diğer insanların tutum ve davranışlarının araştırılması

6. Problemle ilgili inancın değerlendirilmesi

7. Problemin başlaması ve sürmesine yol açan durumların araştırılması

Genel olarak değerlendirme görüşmesi o dönemde var olan şikayetlerinin kabaca tanımlaması ile başlar. Daha sonra şikayetler ile ilgili detaylı bilgi almaya geçirilir.

Detaylı Bilgi Almak İçin En Sık Sorulan Sorular;

· Tam o sırada neredeydin? ( Ortam ile ilgili )

· ‘’ Ne yapıyordunuz? ‘’ Bedeninizde ne gibi değişiklikler hissettiniz? ( Bedensel duyumla ilgili )

· Kendinizi gergin, kaygılı hissettiğinizde tam o sırada aklınızdan ne geçiriyordu? ( Düşünce ile ilgili )

· Bu durumda ne yaptınız? ( Davranış )

· Ortamı terk ettiniz mi? ( Kaçınma )

· Etrafınızdaki diğer insanlar bu duruma ne dedi ve ne yaptılar? ( Başkalarının davranışı )

Sorularla, danışanın şikayetleri hakkında detaylı bilgi aldıktan sonra diğer şikayetlerden farklı olup olmadığı araştırılır. Hangi ortamlarda ortaya çıktığı ve farklı ortamlarda da görülüp görülmediği araştırılır.

Kaçınma davranışları da detaylarına inilerek araştırılmalıdır. ‘’ Kaygınız nedeniyle kaçtığınız ya da hiç gitmediğiniz ortamlar var mı?’’ ‘’Nöbet belirtileri ortaya çıktığında yaptığınız şeyler neler?’’ ‘’ Belirtilerden kurtulmak için ne yapıyorsunuz?

Şikayetleri hafifleten ve şiddetlendiren durumları anlayabilmek için ‘’ Hangi durumlarda sıkıntılarınız şiddetlenir ya da hafifler?’’ gibi sorular sorulur.

Ailesinin ve yakın çevresinin rahatsızlık hakkında ki tutum, düşünceleri ve danışanın sorunları ile ilgili inançları araştırılmalıdır. Rahatsızlığını doğa üstü olaylara ya da onun için önemli olan bir olaya bağlıyorsa bu terapi sürecini zorlaştırır. ‘’ Bu sorun, sizce neden kaynaklanıyor olabilir?’’ İlk ne zaman başladığı şuan ne durumda olduğu soruşturulmalıdır. Tedavi seyrini ve şiddetini öğrenebilmek için haftalık çizelgeler doldurulmalıdır.

Olumsuz Otomatik Düşüncelerin Tanınması

Olumsuz otomatik düşüncelerin bazı danışanlar farkında olabilirken bazıları ise kolayca bunun farkına varamayabilir. Bunun nedeni ise bazı durumlar o kadar alışılmış bir hal almıştır ki artık bir sorun olarak değerlendirmedikleri için bunları fark etmesi zaman alabilir veya imajinasyonlar çok kısa sürede gerçekleştiği için fark edemeyebilir. Olumsuz otomatik düşünceleri saptamak için aşağıdaki yöntemler kullanılmaktadır.

En Son Örnek Üzerinde Çalışmak

Danışanın en son yaşadığı panik anını hatırlamaları istenir ve o an ile ile gili şu sorular sorulur;

– Tam o sırada aklınızdan ne geçiyordu?

– O sırada gözünüzde bazı şeyler canlanıyormuydu?

– Sıkıntılarınızın en yoğun olduğu anda, nelerin olabileceğini düşünüyordunuz?

Panik anında kalp krizi geçireceğimi düşünüyordum, doktorlar böyle bir şey olmadığını söylediler şimdi ise panik geleceğinden korkuyorum diyebilirler. Fakat tam anksiyetenin en yoğun anında şuan ne düşünüyorsunuz sorusuna kalp krizi geçireceğim düşüncesi cevabını verebilirler. Panik nöbetleri ile ilgili düşünceleri ortaya çıkarması için terapist danışanın bazı bedensel tepkilerle düşünceler arasında bağlantı kurmasına yardımcı olabilir. Çarpıntı ile kalp krizi geçireceğim düşüncesi ile bağlantı kurmak gibi. Terapist bunları araştırarak tam olarak olumsuz otomatik düşünceyi ortaya çıkarma da etkin rol almalıdır.

Hayalde Canlandırma ya da Rol Oynayarak Benzer Sıkıntıları Açığa Çıkarılması

bazen sorularla ortaya çıkarılamayacak kadar karmaşık olabilir. Bu durum karşısında da hayalde canlandırma ve rol oynayarak düşünceleri ortaya çıkarabiliriz. Öncelikle danışanı hayalde canlandırmaya hazırlamak için ufak bir egzersiz yapıp hayalde ayrıntılara inip inemediğini kontrol edebiliriz. Şimdi gözlerini kapa ve bir gül hayal et diye başlayabiliriz. Ayrıntılara inip inemediğini öğrenmek için gülün yapraklarına bak, ne renk? Kokuyor mu? Gibi sorular sorarak anlayabiliriz ve daha sonra anksiyete anını hayal etmesini o ana gitmesini bedensel duyumları ve hislerini sorarak öğrenebiliriz.

Eğer kişiler arası ilişkiler danışan için bir tehdit kaynağı ise terapist danışana rol oynamasında eşlik edebilir.

Görüşme Sırasındaki Durum Değişiklikleri

Görüşme esnasında durum değişiklikleri otomatik düşünceleri ortaya çıkarmak için çok elverişli bir ortamdır. Duygu durum değişikliği fark edildiği an dikkat bu yöne çekilerek bu konu üzerinde durulmalı ve konu hakkında şuan aklınızdan ne geçiyor gibi sorular sorarak otomatik düşünceleri ortaya çıkarılmalıdır.

Olayın Ne anlama Geldiğini Anlamak

Yaşadığı anksiyetenin danışan için ne anlama geldiğini öğrenmek terapi sürecinin önemli aşamalarından biridir.Yaşadığınız anksiyete sizin için ne anlam ifade ediyor? Gibi sorular sorularak öğrenilebilir.

Tedavinin Rasyoneli

Terapist danışana düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiyi anlatmalıdır. Örneğin, oda da oturup arkadaşınla konuşurken arkadaşın kapıyı sertçe kapatıp dışarı çıktı. Bana kızdı o yüzden hızla kapıyı kapadı diye düşünürsen, sinirlenebilirsin. Pencere açıktı rüzgar kapının sertçe kapanmasına neden oldu gibi bir yorum getirirsen herhangi bir sinirlilik durumu olmaz. Olay aynı olay fakat yapılan yorumlar sonrası yaşanan duygular ve davranışlar farklı. Gibi açıklamalar yaparak yapılan yanlış yorumların panik yaşanmasına neden olabileceği ve yorumlar değiştirilirse yaşanan panikte değişeceği hakkında bilgilendirilmelidir. Danışanın yaşadığı bir durum örnek alınarak yukarıdaki gibi tedavinin rasyoneli gösterilmelidir.

Anksiyete İle İlgili Bilgi Vermek

Danışanın anksiyete ile ilgili yanlış bilgilerini düzenlemek için önce danışana anksiyete hakkında doğru bilgiler verilmelidir. Anksiyetenin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, hangi durumlarda şiddetinin arttığı yada hafiflediği, aksiyete ile delirmek arasında bir olmadığını, anksiyete sonucu ortaya çıkan fiziki belirtilerin ( Çarpıntı ) tehlikeli bir şey olduğu anlamına gelmediği danışana anlatılmalıdır.

Dikkati Başka Yöne Çevirmek

Dikkatini başka yöne çekme tekniği fiziksel belirtilerin hemen uzaklaşması açısından önemli bir yöntemdir. Paniğin geldiği anda dikkatimizi başka yöne çekerek, dikkatimizin fiziki belirtilerimizden uzaklaşmasını ve böylece ortaya çıkan belirtilerin azalmasını sağlamaktır. Örneğin görüşme esnasında yükselen anksiyeteden dikkatini oda daki eşyalara yönlendirmesini sağlayabiliriz. Odada ki eşyaların isimlerini say gibi yönlendirme ile dikkatini başka yöne çekip daha sonra yapılan yöntemin amacını ve mantığını anlatabiliriz. Dikkatinin olumsuz otomatik düşüncelerden uzaklaştırınca belirtilerin azalıp azalmadığını sorgulayıp düşüncelerle belirtiler arasındaki tekrar anlatılabilir.

Otomatik Düşüncelerin Sorgulanması

Otomatik düşüncelerin sorgulanması danışanın yeni ve daha uygun düşünceleri üretmesinde önemli bir adımdır. Terapist danışanın olumsuz otomatik düşüncelerini sorgulayıp yeni ve uygun düşünceler üretmesine yardımcı olurken danışanda ev ödevlerini yaparken, not tutarken yeni ve daha uygun düşünceler üretmeye devam edecektir.

Otomatik olumsuz düşüncelerin ve bu düşüncelerin gerçekçi olup olmadığını değerlendirilmesi için yöneltilecek bazı sorular şunlardır;

* Bu düşünce için ne gibi kanıtlarınız var? Bu durum için başka bir bakış açısı olabilir mi? Başka bir açıklama biçimi var mı?

* Acaba bir başkası bu durum karşısında nasıl düşünebilir?

* Yargılarınız nasıl hissettiğinize mi yoksa gerçek hayatta ne yaptığınıza mı dayanıyor?

* Kendinize gerçekçi olmayan ve ulaşamayacağınız kadar yüksek standartlar mı belirliyorsunuz?

* Gerçekleri unutup acaba gerçekçi olmayan ve ender rastlanan durumları mı çok abartıyorsunuz?

* Ya hep ya hiç tarzında mı düşünüyorsunuz?

* Kontrolünüzde ya da sorumluluğunuzda olan şeyleri çok mu abartıyorsunuz?

* Eğer düşündüğünüz gibi olursa ne olur?

* İleride işler ne durumda olacak?

* Acaba olayın olma olasılığını mı abartıyorsunuz?

* Sorunlarla baş etme becerinizi azımsıyor musunuz?

Davranış Denemeleri

Otomatik olumsuz düşünceler belirlendikten ve bu düşüncelerin yerine daha uygun yeni düşünceler kazanıldıktan sonra yeni düşünceleri davranış denemeleri ( egzersiz ) ile pekiştirilmelidir. Örneğin topluluk karşısında yemek yerken ellerinin titreyeceği düşüncesi olan birine topluluk karşısında bilinçli olarak ellerini titretmesi ödevi verilir. Bu danışanda duyarsızlaşma sağlayacak ve aslında kendisinin düşündüğü gibi olumsuz şeylerin olmayacağını görmesine yardımcı olacaktır. Panik nöbetlerinde kullanılacak ödevlerin amacı ise bedensel belirtilere getirilen olumsuz yorumlarının değiştirilmesidir. Bunun için yapılan denemeler ise hiperventilasyon egzersizleridir. Danışan ağızdan hızlı hızlı nefes alıp vermesi sonucu bedende panik nöbetine benzer bedensel belirtiler ortaya çıkmaktadır. Daha sonra nefes egzersizleri ile bu bedensel belirtileri kontrol altına alınıp, aslında paniğin danışanın düşündüğü gibi olumsuz fizyolojik nedenlerden dolayı değil bu kendi kontrolünde olduğunu anlamasını sağlayacaktır. Hiperventilasyonla ortaya çıkan panik nöbetleri sonucunca danışana nefes egzersizleri öğretilir ve böylece nöbetler onun kontrolü altında olduğu düşüncesi pekiştirilir ve nöbetlerden kurtulmak için danışan uygun bir davranışsal teknik öğrenmiş olur.

Kaçınma Davranışlarını Ortadan Kaldırmak

Anksiyete rahatsızlığı olan kişiler fobiklerde olduğu gibi tutarlı bir kaçınma davranışı göstermemekle birlikte anksiyete yaratacak durumlardan uzak kalmaya özen gösterirler. Anksiyete hastaları için üç tip kaçınma türü vardır;

* Belirli durumlardan kaçınma. Toplum önünde konuşmama, lokantada yemek yememe, toplu taşıma araçlarına binmeme gibi

* Bedensel belirtiler yaratacak durumlardan kaçınma. Egzersiz ve spor yapmama gibi.

* Belirtiler başladıktan sonra, anksiyetenin kendiliğinden yatıştığını görme fırsatı vermeyen kaçınma davranışları. Bayılacak gibi hissettiğinde bir yere tutunma gibi.

Bu gibi kaçınmalar mevcut olumsuz düşünceyi pekiştirmektedir. Bu yüzden mümkün oldukça kaçınma davranışı gösterdikleri ortamlara girmeleri istenmelidir. Danışan denemeler sonucunda beklediği düzeyde korku yaşayabilir fakat felaket beklentileri gerçekleşmediği için felaket beklentisinin gerçekçi olmadığını anlamış olacaktır. Egzersizleri yapmadan önce danışan ile denemeler hakkındaki düşünceleri ve beklentileri hakkında konuşulmalıdır. Denemeler sırasında kaçınma davranışlarını sürdürmemeleri hakkında uyarılmalıdır. Aksi takdirde olumsuz otomatik düşüncelerin değiştirilmesi güçleşecektir.

Bazı durumlarda hastaların ihtiyaçlarına uygun olarak, yeni beceriler kazandırma da gerekebilir. beceri eğitimi, gevşeme egzersizleri gibi yöntemlerde, gerektiği durumlarda yararlanılabilir.

Panik ve yaygın anksiyete bozukluklarında Bilişsel ve yöntemi etkin ve kısa sürede sonuç veren, danışanların ileride ortaya çıkabilecek anksiyete belirtileri ile baş etme yollarının öğretildiği etkili bir yöntemdir.

Psk. Ayhan ALTAŞ