Son zamanlarda madde bağımlılığı ile alakalı başvurularda ciddi oranda bir artış söz konusu. Özellikle gözlemlediğim şu ki; 15-25 yaş arası gençler madde bağımlılığı konusunda sorunlar yaşıyorlar. Başvuruda bulunanlar arasında uyuşturucu madde olarak en sık kullanılan, “selvi” adında bir madde. Bir dönem bonzai çok ön plandaydı, şuan ise selvi denilen madde bonzainin yerini almış durumda. Devlet, özellikle bonzai konusunda önlemler aldı; fakat metanfetamin ve selvi denen maddeler ön plana çıktı. Selvi, bonzaiden biraz daha hafif; ama uyuşturucu maddelerin içerisinde en tehlikeli madde, metanfetamin maddesidir. “Met” diye kısalttıkları maddenin bağımlılık etkisi çok yüksek… Yapılan araştırmalar tek kullanımın bile bağımlılık yaptığını göstermektedir. Bu anlamda sizleri, madde bağımlılığı tedavisi hakkında bilgilendireceğim.
Bağımlılığın psikoterapisi sürecinde, önce kişiyi maddeye yönelten şeyin ne olduğunu anlamaya yönelik bir değerlendirme görüşmesi yapıyoruz. Değerlendirme görüşmesinde, kişinin psikolojik bir problemi olup olmadığını araştırıyoruz. Madde, kişinin psikolojik problem yaşamasına neden olduğu gibi; psikolojik problemler de, kişilerin maddeye yönelmesine neden olmaktadır.
Kişi, Duygularını Bastırmak İçin Madde Kullanıyorsa:
Genelde yapılan değerlendirmelerde kişiler, duygularını bastırmak için maddeye yönelmektedirler. Mesela; öfke, kaygı ve korku gibi duyguları bastırmak için maddeye yönelebiliyorlar. Eğer, kişi bir duyguyu bastırmak için maddeye yönelmişse, üzerinde çalışılacak konu aslında belirgindir. Bu duygular üzerine yapılacak psikoterapi çalışması, madde kullanan kişiyi rahatlatacak ve kişi, maddeye karşı daha güçlü hale gelecektir. Kişi, maddeye karşı güçlendikçe, madde ile baş etme becerileri artacak ve maddeden uzak durabilecektir. Eğer, kişinin madde kullanmasına neden olan duygular çok güçlü duygular değilse, süreç hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Bazen, bu durumu ortaya çıkaran derin ve güçlü duygular, kişinin madde ile arasındaki bağı koparmasında sorun yaşamasına neden olabiliyor.
Duygu temelli ortaya çıkan madde bağımlılığı, duygunun normalleşmesi ile düzelmektedir.
Madde ile Sorunları Çözme
İnsanlar sorunlarını çözemediklerinde, yaşadığı sorunların ortaya çıkardığı duygularla da baş edemediği için, madde ile duygularını bastırıyorlar demiştik. Burada bir başka problem ise, kişinin içsel kaynaklarının, sorunlarını çözmek için yeterli olmaması ve maddeyi, sorun çözme yöntemi olarak görmesidir. Duygular üzerine çalışarak kişinin duygusal olarak rahatlamasını sağlamak, her zaman için sorunu tamamen ortadan kaldırmıyor. Burada da kişi, sorunlarının üstesinden gelmeyi ya da alternatif çözüm yolları üretmeyi bilmediği için maddeden kopamıyor. Danışanların işlevsel hale gelmesi için, terapi esnasında, onların içsel kaynaklarına ulaşmaya yönelik bir süreç izlenir. Bu süreçte, danışanın bilinçli zihninde silinmiş olan (hatırlanmayan) ve geçmişte üstesinden geldiği olayları, düşünceleri, duyguları bilinç düzeyine çıkararak ego gücünü artırmaya yönelik adımlar atılır. Danışan, maddeye karşı kendisini güçlü hissettikçe, madde ile baş edebilmek adına adımlar atmaya başlar. Başlarda attığı adımlar zayıf olabilir; ama bu adımlar, gün geçtikçe güçlenecektir.
Ayrıca danışanın zihninde, maddenin sorunlarını” çözmesi durumu vardır. Bu durumda ise danışana, “madde senin problemlerini çözen bir yol; fakat sana zarar veriyor” diyerek yaşadığı durumun farkına varması sağlanır. Danışana, daha sağlıklı farklı çözüm yolları olduğunu göstermek ve öğretmek süreci de vardır. Bu önemli bir süreçtir. Beyin, başlangıçta buna karşı gelecektir; çünkü yeni çözüm yollarının bu sorunları çözemeyeceğini düşünür. Ancak, kişinin yavaş yavaş uygulamalarla elde ettiği olumlu adımlar, yeni çözüm yollarının, zihinde de kabul edilmesine yardımcı olacaktır.
Kişi, Maddeyi Zevk İçin Kullanıyorsa
Maddeyi zevk için kullananlar, genelde psikolojik veya farklı tedavi yöntemlerine başvurmazlar; çünkü onlara göre hayatlarında bir sorun yoktur. Yani danışanların içgörüsü yoktur. Ne yaşadıklarının ve kendilerine nasıl zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Bu danışanlar, genelde aile, eş veya etraflarındaki insanların zoruyla terapiye gelirler ve en çok direnç gösteren grubu da bu danışanlar oluşturur. Bu danışanlarla, öncelikli olarak güven ilişkisini sağlamak gerekir. Değerlendirmede ve sonraki birkaç seansta güven ilişkisi üzerine çalışılır. Mümkün oldukça madde konusuna girmeden, hayatın genel akışı ile ilgili değerlendirmeler yapılır. Güven ilişkisi kurulduktan sonra, madde konusunda, danışanın içgörü kazanmasına yönelik adımlar atılır. Bu süreç aynı zamanda farkındalık aşamasıdır. Farkındalık aşamasında danışanla birlikte, maddenin ne gibi etkiler yaptığı üzerine değerlendirmeler yaparak maddenin, kendisine verdiği zararları fark etmesine yönelik çalışılır. Kişi farkındalık düzeyine geldikten sonra ise, uygulamaya yönelik terapi süreci başlar.
Maddeyi Bırak Demiyoruz!
Etrafında ki herkes maddeye bırak dediği için bu söyleme karşı aşırı direnç gelişmiş oluyor. Ayrıca danışanlar uzmanlardan eş, dost, akrabadan daha farklı söylemler ve uygulamalar yapmasını beklemektedir. Bunun yanı sıra maddeyi bırakmak sadece bırak demekle de olmuyor. Çünkü danışana maddeyi bırak dediğimizde hemen bırakamayacağı için terapi motivasyonu olumsuz etkilenecektir. Bu anlamda danışanlarımıza maddeyi bırakması adına direk bir öneri de bulunmuyoruz. Terapide ki yaklaşımımız uyguladığımız terapinin danışanı maddeyi bırakacak seviyeye getirmesi ve o seviyeden sonrada danışanın bırakmaya yönelik adımlar atmasıdır. Bu adımlar genelde maddeyi azaltma ile başlar daha sonra bırakma noktasına gelirler. Yani terapi esnasında danışan madde kullanabilir ama zamanla kullanım sıklığı azalır ve bir süre sonra buna kendisi karar verir. Böylece danışan adına karar vermiş olmuyoruz. Danışanımız kendi kararını kendisi veriyor. Kendi kararını veren kişi verdiği kararı uygulamakta direnç göstermiyor.
Hangi Yöntemleri Kullanıyoruz?
Madde bağımlılığı konusunda danışanın durumuna göre, hipnoterapi ve emdr terapi yöntemlerini kullanmaktayız.
Tedavi Süreci Ne Kadar Sürüyor?
Psikoterapi süreci bireysel bir süreçtir ve herkeste farklı ilerler. Bu yüzden standart bir zaman diliminden bahsedemiyoruz. Konu hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için, “Psikoterapi Süreci Ne Kadar Sürer?” konulu makalemi okuyabilirsiniz. Makale için tıklayınız…
Kesin İyileşir miyim?
Soyut bir alanda çalıştığımız için %100 iyileşebilirsiniz diyemem; ama yıllarca yaptığım terapiler sonucunda gözlemlediğim şey şu ki, terapiyi düzenli devam ettiren kişiler bu süreçten fayda sağlıyorlar.
Madde bağımlılığı konusunda, “Neden Bağımlı Oluyoruz?” adlı makaleme de göz atmanızı öneririm. Makale için tıklayınız…
Psikoterapist&Hipnoterapist&Emdr Terapisti
Yorum yaz